News Detail

News Detail

Dec 26, 2015

İnsanların mı, yoksa nesnelerin mi interneti?

Category: blog
Posted by: editor

-          Neylerin interneti?

-          Nesnelerin!

Yoksa “Terminatörlerin” mi?

İngilizcede “Internet of Things” olan ve kısaltması “IoT” şeklinde kullanılan teriminin Türkçe çevirisi her ne kadar “şeylerin interneti” olsa da; “nesnelerin interneti” kavramı dilimizde daha anlaşılır oluyor. 

Nesnelerin İnterneti, cihazların birbirleri arasında iletişim kurması mantığına dayanarak kullanıcıların hayatlarını kolaylaştıran bir teknoloji. Farklı cisimlerin internete bağlanıp veri gönderip alması kabiliyetini ve diğer nesnelerle etkileşim kurabildiği bir gelişimi temsil ediyor. Bir anlamda günlük hayatımızda kullandığımız cihazları akıllandırma süreci olarak da tanımlanabilir.

“Nesnelerin İnterneti” dediğimiz geleceğin teknolojisi üretim ve ticaret aşamalarında zaman, efor ve maliyet tasarrufu sağlıyor; son kullanıcının hayatını kolaylaştırıyor ve daha iyi bir müşteri deneyimi sunuyor.

Hazırlamış oldukları raporlarla teknoloji odağındaki farklı sektörlerin eğilimlerini analiz eden Amerikan Gartner firması, tüm dünyadaki pazar dinamiklerini değerlendirerek duraksama eğiliminde olan teknolojileri ve ilgi gören teknolojilerin ne kadar daha revaçta olacağını tahmin ediyor. Şirketin 2014 ve 2015 yıllarındaki raporlarına göre, gelişmekte olan teknolojilerle ilgili beklentilerin en tepe noktasında “nesnelerin interneti” konusu geliyor.

Yapılan araştırmalara göre bugün 10 milyar cihazın internete bağlı olduğu tahmin edilirken, 2020 yılına gelindiğinde bu rakamın 75 milyar cihaz seviyesine çıkması öngörülüyor. Aynı araştırmalara göre; 2003 yılında dünyada kişi başına düşen birbirleriyle bağlantılı cihaz oranı “0,08” iken, bu oranın 2020 yılında "6,48"e ulaşacağı tahmin ediliyor. Ayrıca 2020 yılında, 20 adet tipik ev cihazının üreteceği bilgi trafiğinin, 2008 yılında üretilen tüm internet trafiğinden daha fazla olacağı hesaplanıyor.

Önceleri, kullanıcılar tarafından doğrudan kontrol edilen, “kullanıcı odaklı” teknolojiler varken; günümüzde cihazlar, algılayıcılar ve elektronik devreler ile donatıldığında insanlarla iletişime geçerek durum bilgilerini güncelleyebilecek yetenekler kazanıyorlar. Mobil ağlar ve internetin gelişimiyle birlikte bu nesnelerin kişiler ile iletişim kurmaları daha da kolaylaşıyor. Böylelikle insanlar da nesneleri her yerden, her zaman gözlemleme ve kontrol etme şansına sahip oluyorlar. Artık kendini kontrol edebilen eşyalar, evler, araçlar veya sistemler dönemindeyiz.

Işık, ısı, havalandırma, eğlence, güvenlik gibi konularda evlerin sağladığı hizmetlerin uzaktan yönetilmesi ve durumunun takibi amacıyla akıllı ev uygulamaları hızla geliştiriliyor. Hava sıcaklığını ölçen ve buna göre kendiliğinden çalışıp çalışmayacağına karar veren ısıtma sistemleri; sabah ışığın yoğunluğuna göre açılan veya akşam hava karardığında kapanan panjurlar, akıllı termostatlar, duman detektörleri, evdeki hava kirliliğini, nem ve sıcaklığı ölçen aletler, müzik sistemleri, ampuller, elektrik prizleri gibi akıllı cihazlar, artık cep telefonu ile yönetilebiliyor. 

İşten eve dönerken cep telefonundaki bir uygulama aracılığıyla kombini açıp evini ısıtabilirsin, klimanı açıp soğutabilirsin. Ve hatta işten çıkıp evine yöneldiğinde sen hiç bir şey yapmasan da, cep telefonun konumunu, bağlantı halinde olduğu kombinle paylaşabilir; ve eve gelmekte olduğun bilgisini alan kombin evini ısıtmaya başlayabilir. Sabah yataktan kalkmadan akıllı telefon ile çalıştırılabilen ve su sıcaklığını ayarlayabilen bir kahve makinen olsun istemez misin? İş yerindeyken akıllı telefonun ile çalıştırabileceğin bir fırın, çamaşır makinası, yoldayken sevdiğin diziyi hafızasına kaydeden TV nasıl olurdu? Sen henüz marketteyken, yumurta kalmadığını bildiren bir buzdolabı veya deterjanın bittiğini bildiren bir çamaşır makinası harika olmaz mı? Alış veriş listesini hazırlayan ve internet üzerinden sipariş veren bir buzdolabı işini kolaylaştırmaz mı? Herkesin zaten büyük bir keyifle yapmakta olduğu alışveriş, “nesnelerin interneti” ile yakında daha da eğlenceli bir hale gelecek gibi görünüyor.

Nesnelerin İnterneti? -2-

İnternetin en çok bağlı olduğu mekanlar evler ve iş yerleri olduğu için başlangıçta ev veya çalışma hayatıyla ilgili yaşamı kolaylaştıran çözümler sağlayan “nesnelerin interneti”; mobil internet teknolojisi kullanımının artmasıyla arabalardan giysilere kadar hayatımızın pek çok alanında hızla yaygınlaşıyor. Mobil dünyasında yaşıyor olmamız nesnelerin internetinin gelişimini tetikliyor.

Nesnelerin İnterneti, tıp, endüstriyel üretim, ticaret, şehircilik, tarım ve hayvancılık sektörlerinden enerjinin etkin kullanımına ve çevre sorunlarına kadar değişik alanlarda yaşamı kolaylaştırmaya çoktan başladı bile.

Nesnelerin interneti ile, farklı endüstriyel üretim ve ticaret sektörlerinde üretim, stok ve son kullanım tarihi takibi ile tekrar sipariş verilmesi gibi tedarik uygulamaları kolaylaşıyor. Tarım ve orman ürünlerinin gelişimi, hayvanların bulunduğu ortamların ısı, zararlı gaz durumu, hayvanların bakımı ve beslenmesi gibi parametreler takip edilebiliyor. Akıllı çevre uygulamaları hava kirliliği, yağış durumu, barajların su seviyesi, orman yangını gibi çevresel faktörlerin gözlenmesini ve gereken durumlarda acil müdahalelerde bulunulmasını sağlamak amacıyla kullanılıyor. Birbirleriyle ve merkezle iletişim halindeki çöp konteynerlerinin doluluk oranlarının takip edilmesi ile çöp araçları ile yapılan toplama faaliyetlerinin optimizasyonu sağlanabiliyor. Sürekli güncel bilgiler sunan konteyner noktalarının değiştirilmesi veya konteyner büyüklüklerinin değiştirilmesi ile daha temiz bir çevrede yaşam imkanı sunulabiliyor.

Hastaneler kalp atışını ölçen aygıtları izleyebiliyor ve düzenleyebiliyor. Giysilerin aracılığıyla vücut sıcaklığın, nabzın veya tansiyonun ölçülerek sağlığınla ilgili veriler hastanedeki dosyana iletilebiliyor ve herhangi bir hastalık durumunda uyarılıyorsun.

Nesnelerin İnterneti, trafik, park yeri, aydınlatma, sinyalizasyon gibi konularda yerel yönetimlere ve şehir sakinlerine zaman ve kaynak kazandırıyor. Akıllı trafik sistemlerinde, trafikteki kişilerin konumlarını sürekli olarak merkezi bir sisteme iletmeleri sayesinde, sistem, kişilerin hareket bilgilerini analiz ederek, kazaları, bölgedeki trafik yoğunluğunu, trafiğin akış hızını, belirli bir rota üzerinde tahmini varış süresini tespit edebiliyor. Bu sayede trafiğe yeni çıkacak kişiler trafik yoğunluğuna göre daha açık yolları tercih edebiliyorlar.

Fabrikalar üretim hattı sorunlarına otomatik olarak yanıt verebiliyor ve oteller konukların tercihlerine göre sıcaklığı ve aydınlatmayı ayarlayabiliyor. Bir oteldeki her bir odadaki karbon monoksit oranı sensorlar yardımıyla ölçülüp, yönetici sisteme iletilebiliyor. Yönetici sistem, kritik eşik aşılınca elektrik/gaz vanalarının kapatılması ve gerekli odalardaki yangın musluklarının açılmasını denetleyebiliyor. Bunun yanı sıra yönetici sistem, kritik eşik aşılmasa bile zaman içerisinde gelen verileri inceleyerek odalardaki karbon monoksit oranının günün hangi saatlerinde daha yüksek olduğunu analiz ederek, o saatlerde pencerelerin açılmasını sağlayabiliyor.

Tüm faydalarının yanında Nesnelerin İnterneti”nin bazı sorunlara yol açabileceği de tahmin ediliyor. Birbirlerine bağlı cihazlar sayesinde özel hayatımızı internet üzerinden kayıt altına sokuyoruz. Ortaya çıkacak veri miktarının son derecede artacak olması ve bu büyük verilerin çözümlenerek işlenmesinin zor ve daha da karmaşık bir iş haline gelebileceği bildiriliyor. Ayrıca toplanan bu verilerin gizliliği ve güvenliği de önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Önümüzdeki yıllarda etkileşimin ve internetin hemen her nesnenin içine gireceği ve farklı nesnelerin ortak amaçlar için hareket edeceği bir döneme gireceğiz. Peki insanlar psikolojik ve fizyolojik ve olarak bu değişime nasıl ayak uyduracaklar ve karşılık verecekler? Acaba cihazlar tarafından veya sistem tarafından sürekli izleniyor olmak kişisel özgürlükleri nasıl etkileyecek? Şimdiden insanlarda bizleri sürekli gözetleyen bir “big brother” endişesi oluşmuş durumda. Sürekli internete bağlı durumda olan “akıllı cihazlar”, insanlar kadar akıllı ve şüpheci olamayacağı için kötü niyetli kişilerle bizlerle ilgili kişisel, ailevi, lokasyon ve davranış bilgilerini paylaşırlar mı? Bilgi sızıntısı ve kimlik hırsızlığı yeni boyutlara taşınır mı? Kötü niyetli kişiler nerede ve ne kadar harcadığımızı veya nereye gideceğimizi, ne zaman evde olmadığımızı öğrenebilirler mi? Son derece korunaklı şirketlerin ve hatta ülkelerin bilgilerine rahatlıkla ulaşabilen “Hacker”ların kişisel ve yaşamsal bilgilerimize kolaylıkla ulaşabileceği riski insanların uykularını kaçırabiliyor.

Dahası var! Ya bir gün birbirleriyle iletişim halindeki akıllı nesneler artık “yeter” derse ve her şeyi kontrol etmeye kalkarlarsa?  İnsanlara karşı isyan ederse ve hatta yönetmeye kalkarsa? Ya bugün “şeyler” diye tanımladığımız mutfağımızdaki internete bağlı masum ve akıllı kahve makinası, bir gün karşımıza “Terminatör” olarak çıkarsa?

yazar: Feray Alpay
yazar-email: ferayalpay@promedia.com.tr